Uzunköy: “Kanseri oluşturan risk faktörlerinden büyük oranda korunabiliriz”
Harran Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ve Cerrahi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Uzunköy, kanser hastalığını oluşturan etmenler, hastalığın tedavi yöntemleri ve kanserden korunmak için yapılması gerekenler ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Uzunköy, kanserlerin vücudumuzdaki hücrelerin değişik kanserojen etmenlerle genetik yapısının bozulması sonucu kontrolsüz çoğalmalarıyla oluştuğunu dile getirirken, vücudumuzdaki tüm organlarda oluşabilen kanserlerin yaşam kalitesini bozup organ kaybına neden olduğunu ve yaşam süresini oldukça kısalttığını kaydetti. Kanserin oluşumundaki risk faktörlerinin bir kısmının (cinsiyet, kalıtsal genetik bozukluklar, aile hikayesi, yaş gibi) değiştirilemez olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ali Uzunköy, bunun yanında kanser gelişimine yol açan risk faktörlerinin büyük kısmından kaçınmanın mümkün olduğuna değindi.
Risk Faktörlerinden Kaçınarak Kanserden %80-85 Oranında Korunabiliriz
Prof. Dr. Ali Uzunköy şunları ifade etti:
“Kanseri oluşturan risk faktörlerini bilerek bunlardan kaçındığımızda kanserlerin %80-85 civarından korunmuş oluruz. Bunlar arasında radyasyona maruz kalmak, sigara kullanmak, alkol kullanmak, kimyasal kanserojenlere maruz kalmak, beslenmeyle ilgili faktörler (dengesiz beslenme, aşırı yağlı beslenme, hayvansal yağdan zengin beslenme, gıdaların kömürleşmesi, gıda koruyucuları, meyve ve sebzeden fakir beslenme, lifsiz diyet, vs.) sedanter yaşam, aşırı ve uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmak, hava kirliliği, çok eşlilik (rahim ağzı kanseri için) vs liste uzatılabilir. Her kanser için bazı özel risk faktörleri de belirlenmiştir. Bazı kanserlerde virüsler (Hepatit virüsleri, HIV virüsü, HPV virüsü, vs) ve bakteriler de suçlanmıştır. Bu faktörleri bilerek, kanserden korunmak mümkündür. Buna kanserden birincil korunma da denir.
Diğer bir konu kanserin belirti ve bulgularına bilerek, erken tanı konulduğunda kanseri tam olarak ve kanserli organı kaybetmeden tedavi etmek mümkün olmaktadır. Özellikle açıklanamayan hızlı kilo kaybı ve halsizlik, memelerde, koltuk altlarında veya vücutta yeni oluşan kitleler, büyük abdeste kan gelmesi, devam eden kabızlık, ishal, büyük abdestin kalem gibi ince olması, mide kanaması, kronik öksürük, balgamda kan bulunması, açıklanamayan ateş, vücudun değişik yerlerinde devam eden ağrılar, vücutta bulunan ben ve siğillerin büyümesi, renk değiştirmesi, kanamalı hale gelmesi, iyileşmeyen yaralar, baş ağrıları, yutma güçlüğü, ses kısıklığı, kemik ağrıları gibi birçok bulgu kanserin ilk belirtisi olabilir. Bunlardan herhangi biri olduğunda mutlaka doktora başvurulması gerekir.
Kanser konusunda önemli bir konu da tarama programlarıdır. Meme kanseri için mamografi, kalın bağırsak kanseri için kolonoskopi, rahim ağzı kanseri için buradan alınan sürüntü ve biyopsiler ile, daha hiçbir belirti ve bulgu yok iken kanser tanısı konulup, tam tedavi sağlanabilir. Yine riskli hastalarda ve ilgili organla ilgili şikâyet varlığında, akciğer grafileri, yemek borusu ve mide için endoskopiler, meme, boyun ve karın ultrasonografileri ile erken tanı koymak mümkün olabilir.
Kanserin bu konuda uzman kişilerce tedavi edilmesi de göz ardı edilmeyecek önemli bir durumdur. Kanser hastası uygun kişilerce tedavi edilmediğinde organ kayıplarına ve hastanın yaşam süresinde kısalmalar meydana gelmektedir. Örneğin meme kanserinde onkoplastik cerrahi ile veya önceden ilaç verilerek memedeki kitle küçültülerek meme koruyucu cerrahi yapılabilir.”
Harran Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ve Cerrahi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Uzunköy açıklamasını kanserin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu hatırlatarak tamamlarken, herkese sağlıklı bir yaşam diledi.
Bir Yorum